Haberler ve Bloglar

Artan İntiharlar Üzerine..

Artan İntiharlar Üzerine..

 -İnsanı intihara sürükleyen tetikleyiciler nelerdir?

 Öncelikle intihar kavramını ele alırken; intihar düşüncesine sahip olma, girişimde bulunma ve sonuçlandırma olarak içerikleri ayrı ayrı ele almakta fayda var. İntihar fikrine sahip olmak başka, intihar girişiminde bulunmak başka, bu girişimin hedeflenen sonuç yani ölüm ile sonuçlanması ise başkadır. Her üç durum için de tetikleyici tek bir nedenden bahsedemeyiz. İnsan canlısı biyopsikososyal bir modeldir. Bu bağlamda, tetikleyici unsurların da biyolojik, psikolojik ve sosyolojik olmak üzere bütünsellik içinde ele alınması daha doğru olacaktır.

Yapılan araştırmalar:

- Biyolojik olarak tetikleyici risk faktörlerinin; genetik özellikler, yaş & yaşa bağlı cinsiyet, sahip olunan hastalıklar, kullanılan ilaçlar ve maddeler üzerinde yoğunlaştı yönündedir.

- Psikolojik olarak tetikleyici risk faktörlerinin yoğunlaştığı grup ise; bireyin, ruhsal travma, ümitsizlik, çaresizlik, yalnızlık, sürekli hüzün, boşluk, değersizlik, yetersizlik, başarısızlık, suçluluk, hayatın içinde kendini âtıl kalmış hissetme, mutsuzluğa sebebiyet verdiği düşünülen bireylerden öç alma arzusu, ailesel&ilişkisel çatışmalar,  vb. zorlayıcı duygularla seyreden psikolojik zorlantılar sayılabilir.

- Sosyolojik olarak ele alınabilecek risk faktörleri ise; varolan toplumsal travmalar, ekonomik kriz (geçim zorluğu) ve sosyopolitik konular olarak dikkat çekmektedir.

 

 -Bir intihar haberinin ardından peşpeşe gelen intihar haberleriyle artan intiharlar için, bu haberler tetikleyici oluyor olabilir mi?

İnsan, sosyal bir varlıktır. Dolayısıyla doğası gereği, diğer bireylerden etkilenebilirliği de oldukça yüksektir. İntihar davranışına doğrudan veya dolaylı olarak maruz kalınması sonucu intihar kümelenmelerinin olabileceğine dair görüşler literatürde mevcuttur. Yaşanan tanıklık, suisid girişimi için hassasiyet taşıyan kişileri etkileyerek yeni girişimlere sebep olabilmektedir.

 

O YAPTIYSA BENDE YAPABİLİRİM CESARETİ

Kişinin, özellikle suisid girişimi öncesi yaşadığı içsel çatışmalarına ek; derin yalnızlık duygusu ve anlaşılmaya dair duyduğu yoğun arzu, daha önce eylemi gerçekleştirmiş olan kişi ile ilgili yakınlık duymasına ve bu yakınlıkla, eyleme dökme ile ilgili (“o yaptıysa ben de yapabilirim”) cesaret bulmasına sebep olmaktadır

 

 -İntihar etme fikri aklına gelen bir vatandaş ne yapmalı?

Bu konuda tek tip bir insan modeli olsa, maddelemeler yapmak mümkün olabilirdi. Fakat insanlar parmak izleri gibi oldukça farklı ele alınması gereken canlılardır. Bu noktada ne yapması gerektiğini, ne yapmaması gerektiğiyle birlikte ele alınması daha sağlıklı olacaktır. Bu da: yaşanılan düşünce ve duygular görmezden gelinmemeli, zamana bırakılmamalı ve tez zamanda psikiyatrik/psikolojik destek süreci başlatılmalıdır.

 

-İntihar düşüncesi olan kişilere karşı nasıl yaklaşılmalı?

 - Suçlayıcı/Yargılayıcı olmayan iletişim dili kullanmak,

- Mutlaka iyi bir dinleyici olmak ve size düşünce/duygularını ifade edebilmeleri için destekleyici, cesaretlendirici olmak,

-  Düşünülenin aksine, bireyi, dünyanın iyiliği güzelliğine ikna etmeye çalışmaMAK önemlidir (bu onları daha da ezer ve suçluluk, başarısızlık gibi zorlayıcı duyguları arttırır).

- En kısa zamanda psikolojik/psikiyatrik destek alması konusunda imkan sağlanması

faydalı olacaktır.

 

-Kadın ve erkekler arasındaki intihar oranı nedir?

Yapılan araştırmalar, ülkemizde erkek intihar oranlarının kadın intihar oranlarından iki kat fazla seyrettiğini göstermektedir. Bununla birlikte kadın intihar girişimleri ise çok daha yüksektir. Nedenler incelendiğinde toplumsal rollerin ve erkek cinsiyetin intiharı ketleyici, kadın cinsiyetin ise intihar girişimini besleyici nitelikte daha yaygın kullandığını ortaya koymaktadır. Bununla birlikte erkeklerde yaş arttıkça intihar oranının arttığını, kadınlarda ise tam tersi, gençlik çağında suisid girişiminin daha yaygın olduğu gözlemlenmektedir.

-Gençlerde intihar etme oranı daha fazla, sebebi nedir?

Gençlerde, yaşanan zorlayıcı duyguların daha tepkisel karşılanıyor oluşu, diğer bireylerden etkilenebilirliğin daha yüksek oluşu, artan yaşla birlikte zorluklarla baş etme becerisini daha efektif kullanabiliyor olmak dolayısıyla küçük yaşlarda daha fazla paniğe ve çıkmaza sürüklenme algısı, sosyal medya ve özenirliğin genç kesimde yaygınlığı gibi etkenler başlıca nedenler olarak sayılabilir.